9 Mart 2015 Pazartesi

distopya








Pat pat pat. Kalabalığın birbirine ayak uydurup tutturduğu ritmi dinledi. Sabahları şehrin uğultusuna karışan bu düzenli patırtı midesini bulandırıyordu. Gri bir distopyanın içinde yaşadığını düşünüyordu bazen. Ama insanlar bir distopyada yaşadıklarını fark etmezlerdi. Bu, gerçeğin ta kendisiydi. Kalabalığa karıştı. Bu sürü, ite sürükleye götürecekti onu işe, kaygıya gerek yoktu. Önce metrobüse, sonra metroya, en sonunda da gönüllü işkencehanesine varacaktı, kurtuluşu yoktu. Birkaç yol ayrımında kalabalık aktarması yapması gerekiyordu o kadar.




0 yorum:

Yorum Gönder