Pat pat pat. Kalabalığın birbirine ayak uydurup
tutturduğu ritmi dinledi. Sabahları şehrin uğultusuna karışan bu düzenli
patırtı midesini bulandırıyordu. Gri bir distopyanın içinde yaşadığını düşünüyordu
bazen. Ama insanlar bir distopyada yaşadıklarını fark etmezlerdi. Bu, gerçeğin
ta kendisiydi. Kalabalığa karıştı. Bu sürü, ite sürükleye götürecekti onu işe,
kaygıya gerek yoktu. Önce metrobüse, sonra metroya, en sonunda da gönüllü
işkencehanesine varacaktı, kurtuluşu yoktu. Birkaç yol ayrımında kalabalık
aktarması yapması gerekiyordu o kadar.
0 yorum:
Yorum Gönder