16 Nisan 2015 Perşembe

yağmur geçiren hikâye



Otobüsten indiğinde yağmur yağıyordu. Kavuran sıcakların ardından düşen ilk damlaları her zaman sevmişti. Şemsiyeleri, soğukları ve karın vıcık vıcık grisini ise hiçbir zaman sevmemişti.
Ama ilk kez giydiği deri ceketi, dağınık saçları, otobüsten iner inmez yaktığı sigaradan aldığı nefesle kendini karizmatik ve güzel hissetmişti. Öyle olmasa bile. Aslında genelde böyle hissetmezdi, hatta dış görünüşünü çoğunlukla düşünmezdi. Hayatının erken zamanlarından birinde çirkin olduğuna karar verip bu konu üzerinde düşünmeyi de konuyu kurcalamayı da bırakmıştı. Böyle anlık hissetmeler dışında… Öyle hissetse de aslında düşündüğü kadar güzel ve karizmatik de görünmüyordu. Temsilen şekil a’daki gibi değil şekil b’deki gibi görünüyordu.

        Şekil A                                                                           Şekil B



Zaten akabinde de ensesine damlayan yağmuru düşündü.  Yağmur damlası daha ileriye gidemiyordu.
Gidebilseydi keşke, diye düşündü. Yağmurun sırtından aşağıya, iki göğsünün arasına, göbeğinin üzerinde gezinmesini istiyordu. İnsanoğlu hep yağmuru engellemek için bir şeyler üretmiş, yağmur geçiren bir şey olsa ya, diye düşündü.

Birileri şekil a ile şekil b gösterilerek hikâye yazılmaz diyordu. Ama o yaşamının bir yerinde bunun bir hikâye olmadığına karar vermişti zaten.




0 yorum:

Yorum Gönder